Programın Amacı

Türkiye, 1986 yılından beri taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile kadına yönelik her türlü ayrımcılığın önlenmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, kadının sosyal statüsünün yükseltilmesi, kadın istihdamının artırılması gibi konularda gerekli hukuki düzenlemeler ve uygulamaların yapılmasını kabul etmiştir. 

Bu doğrultuda ülkemizde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı (2008-2013)”, daha sonra “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı (2012-2015)” süresinin tamamlanması sonrasında “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı 2016-2020“ hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur.

2011 yılında imzalanan ve 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren “ Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi)’ne uygun bir şekilde 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” uygulamaya konulmuştur.

Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı yaratmak ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik hazırlanan eylem planlarının belirlediği hedeflerden biri;   

    “Kadına yönelik şiddeti doğuran ve pekiştiren olumsuz tutum ve davranışların ortadan kaldırılması amacıyla, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konularında toplumsal farkındalık yaratmak ve zihniyet dönüşümünü sağlamak”  olarak belirtilmiştir.

Bu doğrultuda Üniversitelerde lisans ve lisansüstü programlarına “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” dersi konulması, yönetici ve personelin (akademik ve idari) toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerine tabi tutulmaları beklenmektedir.  

Ayrıca İstanbul’da uygulanmak üzere İstanbul Valiliği tarafından hazırlanan “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İstanbul İl Eylem Planı'nda 2. Hedef;

“Kadına yönelik şiddeti doğuran ve pekiştiren olumsuz tutum ve davranışların ortadan kaldırılması amacıyla, toplumsal farkındalık, duyarlılık, bilinç kazandırmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğine hizmet edecek zihniyet dönüşümünü sağlamak “ şeklinde belirlenmiştir.

Hedefe ulaşmak için, kadına yönelik şiddetle mücadelede hizmet sunan kurum çalışanlarının (İl Sağlık Müdürlüğü, Cumhuriyet Başsavcılıkları, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Göç İdaresi Müdürlüğü, Belediyeler gibi kuruluşlar) toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet, kadının insan hakları gibi konularda eğitim almalarının gerekli olduğu belirtilmiştir.  

Bahsi geçen hedefler İstanbul’da ve diğer illerde söz konusu eğitimlerin verilebilmesini sağlamak için kapasitenin genişletilmesini zorunlu kılmaktadır.

Marmara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Merkezi (ESKAR) olarak, kadına karşı her türlü ayırımcılığı ortadan kaldıracak zihniyet dönüşümünün eğitim yolu ile gerçekleşeceği inancı ile Üniversitemizde bu alanda oluşmuş bilgi birikimini toplumun çeşitli kesimlerine aktarmak suretiyle daha sağlıklı, adil ve mutlu toplum olmaya yönelik atılan adımların önemli bir parçasının gerçekleşmesini sağlamayı hedeflemekteyiz.

Bu doğrultuda Üniversitemiz; İktisat Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, İletişim Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Spor Bilimleri Fakültesi ve Yabancı Diller Yüksekokulu öğretim elemanlarından oluşan güçlü bir kadro ile kapsamlı bir sertifika programı oluşturmuş bulunuyoruz.

Sertifika programı ile başta İstanbul olmak üzere ülkemizin dört bir yanında toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin yaygınlaşmasına olanak vermeye yönelik eğitimcilerin yetişmesi sağlanacaktır. Programımız toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi vermeye yönelik gerekli bilimsel alt yapıyı sağlayacak mahiyettedir. 

Diğer taraftan Sertifika Programı dahilinde eğitimin her kademesinde yer alan öğretmen ve öğretmen adaylarına sunulacak toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri ile öğretmenlerin sınıf içinde ve okulda öğrencilerine toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun tutum ve davranışlar sergileyerek rol model olmaları, aldıkları eğitimi öğrencilerine aktarmaları suretiyle toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun bir zihniyetin oluşması sağlanacaktır.

Toplumsal cinsiyet eşitliği sertifikalı öğretmenleri istihdam etmek okullar için bir ayrıcalık olacaktır. 

Sadece eğitim değil, aynı zamanda sağlık, iç güvenlik, adalet başta olmak üzere halka hizmet sunan kamu ve özel kurum ve kuruluş çalışanlarını eğitmek suretiyle toplumsal yaşayışın her alanında hizmet sunanların ayırımcılık yapmadan ‘insana ve haklarına’ saygılı bir tutum sergilemeleri yönünde mesafe kat edilebilecektir.    


Bu sayfa Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından en son 02.08.2017 19:48:25 tarihinde güncellenmiştir.

HIZLI ERİŞİM